Perşembe, Aralık 21, 1995

Yürek Sesleri (21)

pişmanlığı soluyor ellerim

bir toplu iğnenin başı kadar küçüğüm şimdi

göz bebeklerin kadar siyah ve şeffaf

kelimeler dansediyor çevremde

intikamlarını haykırıyorlar yüzüme

seninle aramıza ördükleri duvarlar kadar anlamsızlar



bir şişe dolusu zehirim şimdi

kendimi sorguluyorum

gözlerimde uzaklardaki denizlerin ıslaklığı

deniz kabuklarının uğultusunu duyuyorum



parmaklarım alıştıkları dansı yapıyorlar

numaralı bir kaç tuşun üzerinde

bir kaç uzun çığlık duyuyorum yüreğinden

ardından “alo” diyorsun

alışılmış bir tepki gibi ve tekdüze

bekliyorsun

ben o uzun siren seslerini dinleken yeniden

sen bir adım daha uzaklaşıyorsun geçmişten

ve aynı yıldıza bakıyoruz belki

zaman hayatlarımızı çalarken

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder