bir yürek anlatsam sana
günbatımında gözlerin
uzaktaki gökyüzünün kızıl karanlığıyla
buluşmak isterken
ardına saklanmış
sessiz gözyaşlarınının sıcacık ıslaklığını gizleyen
korku dolu bakışlarını
her yüzüne baktığında
mahçup bir tebessüme dönüştüren
bir kadın anlatsam
bir çocuk anlatsam sana
yalnızlığın tadını yüreğine kazımış
isyanlarını, korkularının o karanlık koylarına hapsetmiş
sıcacık sevgilerini gidecek olanların yasıyla yıkamış
içinde tir tir titreyen, her yakaladığı mutluluğu
her sarıldığı umudu kaybetmiş bir yürek taşıyan
bir çocuk anlatsam
bir insan anlatsam sana
her öyküsü, yalnızca martıların çığlıklarını duyduğu
bomboş limanlarda noktalanan
geriye kalan belli belirsiz bir mum ışığı gibi
tükettiği yaşama sevincini
her defasında onarıp kaldırıp yerine koyan
bir insan anlatsam sana
ve nihayet gün batımının son kızıllığında
başımı omuzuna yaslayıp
yüzümdeki ıslaklığı teninin kokusunu duyarak
gizlice silerken sevgimi anlatsam sana
dinlermisin beni..?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder