Pazartesi, Aralık 21, 2009

Size hiç uçakta deterjan çıktı mı?

Geçenlerde ismi lazim değil bir vesileyle İstanbul'a gitmem gerekti. En hızlı ve konforlu gidiş geliş olarak da uçağı tercih ettim. Sabahın köründe kalkıp ulaştığım havalanından uçağa bindiğimde herşey yolunda ve herkesin gözleri uykudaydı.

Zaten kısa sürecek olan yol boyunca pencereden bulutları seyretmeye daldım. Standart hostes ve pilot anonslarının ardından, yarı kapalı gözlerimi camdan dışarı dikip yeryüzü şekillerini incelemeye koyuldum. Göz kapaklarım artık düşmeye hazırlandığında ise pilotun anonsu ile yeniden uyandım. Önce tam anlayamadığım anonsun özü şuydu.

‘15 A numaralı koltukta oturan yolcumuz bir adet 4 kg. lık Ariel Soft çamaşır Deterjanı kazandı’.

Uçak ve çamaşır deterjanı ikilisini bir süre kafamda birleştirmeye çalıştıktan sonra, bunun bir şaka olduğunu düşündüm ve gülmeye başladım. Ama hostesin deterjanı yolcuya doğru götürdüğünü görünce gerçek olduğunu anlamam uzun sürmedi :) Malum sabah rehaveti vardı henüz üzerimde..

Derken aklıma oturduğum yerden göremediğim yolcunun takım elbise giymiş ve önemli bir iş görüşmesine giden bir adam olabileceği fikri geldi ve senaryo kendi kendine kurgulanmaya başladı beynimde..

Düşünsenize sabah traş olmuş duşunu almış en temiz ve yeni takım elbisesini giymiş, şirketi için hayat memat meselesi olan bir konu hakkında görüşmek üzere bir başka şirkete giden bir adamsınız. Zaten günü birlik olan İstanbul ziyareti için yanınıza sadece evrak çantanızı almış, bagajsız uçmanın keyfini sürüyor, bir yandan da dosyanıza doldurduğunuz evrakları inceleyip konuşacaklarınızı gözden geçiriyorsunuz. Birden bire pilot 4 kg çamaşır deterjanı kazandığınızı söylüyor ve alımlı hostes hanım yüzünde koca bir gülümseme ile deterjanınızı kucağınıza bırakıveriyor.

Buyrun bakalım, zaten İstanbul keşmekeşinde havaalanından taksiye binip gideceğiniz yere zamanında ulaşmanız bile zor görünürken, tüm karizmanınızın üzerini kırmızı bir kalemle çizen 4 kg lık bir deterjan paketiyle başbaşasınız..

Diyelim uçakta iade yapamadınız, inince bir yere bırakırım deseniz havaalanı kadar güvenlik kontrolü yoğun bir alanda 4 kg deterjan paketini herhangi bir yere bırakamazsınız. Kesinlikle içinde bomba var zannederler. Zaten uçaktan indiğinizde yerde olanların bakışlarını üzerinize çektiniz elinizdeki koca deterjan paketiyle..

Nolucak peki..? Diyelim bindiniz bir taksiye.. Taksiciye ‘bana uçak da deterjan çıktı bunu size verebilir miyim?’ deseniz muhtemelen pek normal karşılanmaz.. Zaten evrakları incelerken planladığınız tüm konuşmalar bir anda uçup gitti kafanızdan ve beyniniz sadece bu paket üzerine yoğunlaştı.

Taksiden de indiniz. Yolun herhangi bir yerine bırakayım deseniz, yine bomba sanılma ihtimali var. E koca paketi yok kenarlarındaki küçük ağızlı çöp bidonlarınada sığdıramassınız. Geldiniz görüşme yapacağınız şirketin kapısına elinizde 4 kg deterjanınız ile. Onlara eve aldığınızı söyleseniz olmaz, hediye getirdiğinizi söyleseniz hiç olmaz. Hay ben bu deterjanın deyip yoldan geçen birine ya da bir dilenciye teklif etseniz zaten geç kaldığınız görüşmeye birde vereceğiniz kişiye dert anlatmak zorunda olduğunuzdan iyice gecikeceksiniz.

‘Ya kardeşim bak bu deterjan bana uçakta çıktı, vallahi içinde bir şey yok. Bir görüşmeye gideceğim. Al götür evinde kullan. Hayrını gör’

Yok böyle olmuyor, bedava dağıtılan mallara akın akın giden halkımız, takım elbiseli birinin elinden 4 kg lık deterjan paketi almaya gelince baş şüpheci olup çıkıyor. En iyisi bir telefon kulubesi bulup oraya bırakmak. İşte karşı kaldırımda bir kulube var. Telefon edecekmiş gibi ahizeyi kaldırıp paketi yavaşça yere bırakıyorsunuz ve hiç bir şey olmamış gibi telefonu kapatıp doğruca şirkete yönleniyorsunuz. Neyseki tam zamanında geldiniz. Siz zamanında geldiniz ama, şirket çalışanları henüz geldiklerinden biraz da orda bekliyorsunuz. Aklınız da pakette..



Neyse görüşmeye kabul edilip yarısı aklınızdan uçtuğu için kalan bilgilerle görüşmeyi vasat bir durumda tamamlayıp, dışarı çıktığınızdan bir de ne görüyorsunuz. Bomba imha ekipleri telefon kulubesini sarmış etrafdaki insanları uzaklaştırmaya çalışıyor.

Şimdi gidip ‘Ya bu deterjan bana uçakta çıktı bende mecburen ..’ diye başlasanız kesin sizi alıp götürürler saatlerce sorguya çekerler. Hiç bir şey olmamış gibi bulduğunuz ilk taksiye binip sabahtan beri deterjan stresi ve açlıktan kasılmış midenize ziyafet çekmek üzere bir restorana gidiyorsunuz ve dönüş yolculuğunda deterjan çıkan şanslı yolcu olmamak için dua ediyorsunuz.

Bütün bu senaryolar içinde kendi kendime eğlenirken benimde yolculuğum sona erdi. Ama 15 A da oturan yolcunun başına gerçekten neler geldi hiç bilmiyorum.

Sevgiyle Kalin
Aylink Şahin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder